Koyumuzun Tarihi
Köyümüzün Tarihi

Adının Kaynağı
Acıağaç adı aslında Hacıağaç'tır. Yakın döneme kadar Hacıağaç iken sonradan Acıağaç olarak değiştirilmiştir ancak halk, Hacıağaç olarak bilir ve böyle ifade eder. Rivayete göre, bu köyden hacca giden dindar bir zat, hac'da bulunduğu sırada ve uyanık vaziyette iken köyünü ve bugün türbenin bulunduğu yeri görür. Buraları gördüğü sırada türbe yakınlarındaki ağaçlardan birinin dalına bir mendil bağlar. Hac farizasını yerine getirip, köyüne döndükten sonra hac'da gördüğü Ağacı dalındaki mendille birlikte köyde görünce " Ey mübarek sende mi hacca gittin!" der. Ve böylece köyün adı bu olaya istinaden hacıağaç olarak kalır. Şimdi öteden beri dillerde olan bu söylentiyi duyan okuyanların bazıları buna mantık açısından değerlendirerek böyle bir şeyin olmuş olduğuna ihtimal vermeyeceklerdir. Halbuki insan hayatını kalbini ve ruhunu ayakta tutan Allah inancına sahip kişilerin hayatında buna benzer vakıaların olduğu bir hakikattır.Burada keramet ağaçta değil, hacca giden kişinin manevi derecesindedir.Tabiki bu, meselenin inanç boyutudur.
Tarihçiler rivayete pek önem vermezler.Ancak tarihi kaynaklar ve kayıtlar ile rivayetler birbirini tamamladığı takdirde, en ufak bir söylenti yada ayrıntı bir yer ve olay hakkında fikir beyan etmemize yardımcı olur. Nitekim 1530 yılı muhasebe kayıtlarında, Eflani divanı Hacıağaç Kariyyesinden Mevlana Müslihiddin Fakih adına yıllık geliri 146 akçelik bir vakıf kaydı vardır.345 Bu vakıf kaydından çıkan sunuca göre hacıağaç adının, 1530 yılından önceye dayandığını aynı zamanda burada bir tarikata ait tekke veya zaviye bulunduğunu göstermektedir.zira Hacıağaç türbesinin bulunduğu alanda yarı yerleri toprağa gömülü vaziyetteki eski mezar taşlarının bulunduğu mezarlık oldukça büyük ve eskidir. Ayrıca etrafı ağaç ve tuğla ile çevrilen türbenin içindeki mezarda aynı özelliktedir. Buradaki bina ve mezar kalıntılarının yukarıda adı geçen kişilerin kurduğu tekke yada zaviyelere ait olduğu açıktır.
Tarihçesi
1530 yılından sonra bölge ve türbe ile ilgili bir başka kayıtta, 1730'lu yıllara aittir. Bu tarihte yöreyi gezen uluslu İbrahim Hamdi " bu hacıağa nam karyede kadiriler tekyesi olup şeyhleri hayli zahid ve mübarek ademlerdir," demektir. 346 Bu duruma göre Hacıağaçtaki türbe ve çevresinde Kadiri Tarikatının Tekkesi olduğunu anlıyoruz.Yukarıda ifade ettiğimiz gibi bu köydeki bir ağacın hac'daki bir zatın gözüne göründüğü" şeklindeki söylenti ile tarihi kayıtlar dolaylıda olsa meseleyi aydınlatmaktadır.Hacıağaç köyü adını bu şekilde almış olmalıdır.
Ancak Oğuz boyları içinde Hacılu 347 adında bir cemaat bulunmaktadır. Hacıağaç adı bu Hacılu oymağından kalmışta olabilir. Bu duruma göre Hacıağaç köyü halkı 1530 yılından önce bu bölgeye yerleşmiş ve burada bulunan tekke etrafında organize olmuşlardır. Nitekim türbe yakınlarındaki camide çok eskidir. Hacıağaç köyünün tarihi daha eskileri dayanmakla birlikte elimizde kesin bir bilgi yoktur. Ancak halkın Cina mağarası dediği kaya tüneli muhtemelen Ceneviz yapısıdır. Elle yapıldığı açık olan tünelin tavanı tonozlu, taban ise kesme taştan özenle yapılmış basamaklardan oluşur. Ancak bu tarihi mirasın merdivenleri tahrip edilmiştir. Bununla birlikte köy ve çevresindeki arazilerde büyük kesme taşlar, örme duvarlar, kerpiç kırıntıları, bina giriş sütunları gibi bir çok tarihi eser vardır. Bu bölgeleri gezip incelediğimde Roma ve Bizans dönemlerine ait yerleşim yerlerine ve höyüklere rastladım.